5.5.21

Ceku'nun Gözünden Bir Gün (dört bacaklı çocuğumun anlatacakları varmış)


 Alarmlar çalıyor, çalıyor, çalıyor... 10 yıldır bu sarıyı alıştıramadım alarm sesine uyanmaya. Artık ben de pes ettim. Yattığım yerden sarı kafayı görecek şekilde pozisyonumu alıp bekliyorum. Sarı kafa diye bahsettiğim annem olur aslında. Arada annem diyorum, arada sarı kafa bazen de sadece sarı. 


x

Hemen heyecanlanmıyorum çalan alarmlara, bir deliyle yaşamayı öğrendim artık. Bazen kalkıyoruz alarm çalınca bazen kalkmıyoruz, neye göre değişiyor bu durum hiç bilmiyorum. Yaşımın vermiş olduğu olgunlukla sakin kalabiliyorum şimdi. Eskiden sabahları o kadar çok heyecanlanıyordum ki alarm çalınca, aramızda kalsın bir kaç kere heyecandan çişimi kaçırmışlığım var. Şimdi sarıyı izliyorum, uyanırsa ben de kalkıyorum, uyanmazsa uykuya devam. 

Neyse ki bu sabah kalktık, hemen koşturdum bahçe kapısına, sarıyı güzelce eğittim, hemen açıyor kapıyı. Ohh mis gibi sabah havası, tuvaletimi yapmadan önce etrafta kedi olabilir diye biraz bağırıyorum. Pis kediler, gıcık oluyorum onlara, gitsinler bahçemden, çünkü gitmeyen pis kediler çok dövüyorlar beni. Eski evimizde bir kocaman pis kedi vardı; her gün ağzıma ağzıma vuruyordu, tırnaklarını çıkarmadan sırf rencide etmek için dövüyordu beni. O gün bu gündür her kedi gördüğümde havlayarak kovalarım, kaçmayan olursa anneme seslenirim, o gelip hemen kurtarır beni, ben de sonra arkalarından tekrar havlarım, bir daha sizi buralarda görürsem karışmam diye. Tuvaletimi yaptıktan sonra içeri girdim, annem çorap giydi, çorap giymek dışarı gitmek demek, öff o kadar çok şey biliyorum ki. İnsanlar kıyafet giyiyor annem bazen bana da giydiriyor, en sevmediğim şeylerden biri kıyafet giymek, bir de küçük insanlar, küçük insanlar çok korkunç, aynı insan gibi ama benim kadar, insan gibi ama bazı küçük insanlar iki ayaklarının üstünde durmuyor ürkütücü, bazı küçük insanlar sevecekmiş gibi yapıp etlerimi sıkıştırıyor, kaçıyorum ama kurtulamıyorum, bir tane küçük insan kulağımı ısırmıştı mama mıyım ben? Mama ısırılır, Ceku ısırılmaz, bunu bile bilmiyor küçük insanlar, ben biliyorum. Bir kere de büyük köpek popomdan ısırmıştı, çok korkup ağzına işedim hemen bıraktı.

Sarı; çoraplarını ve öbür kıyafetlerini giyip gitti, ben de hemen gidip büyük yatağa yattım rahat rahat. Eskiden sarının yanında yatardım ama insanlar uykusunda çok değişik, yatağın köşesinde yatsam da hep ayakları çarpıyor üstüme, o yüzden sarı gidince yatıyorum yatağa. Bütün gün uyudum, sonra sarı geldi. Seviyorum bu insanı ya, eve gelince içimi heyecan kaplıyor, koşuyorum hemen kapıya, o da seviniyor beni görünce, ama bazen mutfaktaki büyük kovanın içindekileri eve dağıtıyorum, içi hep mama kokuyor çünkü, işte o kovayı eve dağıtınca hiç gitmiyorum kapıya, gergin bir ortam oluyor "naaptın sen" falan diye kızıyor annem, o yüzden yatıyorum yattığım yerde, gerginlikten hoşlanmıyorum. Annem ortalığı toplayınca gidiyorum yanına. Bugün kova boştu, devirdim ama içinden bir şey çıkmadı, o yüzden kapıda karşıladım sarıyı. Beni görünce yine güldü hemen. İnsanlar mutluyken gülüyorlar, onu da biliyorum, ben de annem sevinsin diye onun taklidini yapıyorum bazen, onun gibi dişlerimi göstere göstere gülüyorum, nasıl seviniyor ben gülünce, şımarmasın diye az yapıyorum. Bir de eğer bir şeyi çok istiyorsam ve annem yapmıyorsa hemen gülme numarasını yapıyorum, o zaman ne istesem yapıyor, parmağımda oynatıyorum sarıyı haberi yok, saf biraz. Dışarı çıktım yine annem gelince; koştum koştum sonra birden aklıma, yemek yemek geldi  hemen içeri girip mamamı yedim. Sarı da mamasını yedi, o mamasını yerken gözünün içine içine bakıyorum bana da versin diye ama insan mamasını sadece eve başka insanlar geldiğinde yiyebiliyorum. Nasıl şeyler yiyorlar, çok seviyorum onların yediklerini. Eve başka insanlar geldiğinde, hemen mamamı yiyorum hızlı hızlı, ağzıma 3 tane mama alıyorum tabağımdan, halıya koyuyorum o mamaları, gelen insanın gözüne baka baka kıtır kıtır yiyorum ki benim olduğunu anlasın ellemesin mamamı. Gerekli bilgilendirmeyi yaptıktan sonra da gidip kendimi sevdiriyorum üzülmesin diye, mamamı yemesini istemem kimsenin ama beni sevebilirler. Bir sürü insan tanıyorum, evimize gelen, hep heyecanlanıyorum tanıdık insanlar geldiğinde, en çok da adam gelince seviniyorum. Adam; annem gibi değil, ne istesem yapar, bütün mamaları verir bana, bir de yumuşak bir mama var mutfakta kavanozda, çok güzel bir mama o, adam ondan çok veriyor bana, ama dağınık biraz, evin her yerinde dağıtıyor yumuşak mamayı, ben de arkasından toplaya toplaya yiyorum, işte o mama çok güzel, en çok adam veriyor. Ben de tabii karşılığında kendimi çok sevdiriyorum adama, hemen yanına gidiyorum görünce, pati veriyorum, bacağını yalıyorum, koltukta annemle arasına oturuyorum, o zaman ikisi de sevebiliyor beni, kimse kırılmasın diye ben de elimden geleni yapıyorum.

Bugün annemle evde yalnızız, yemekten sonra tekrar bahçeye çıktım sonra hemen geldim, sonra yine çıktım; 8 kere falan çıktım geldim, sarının bana kapı açmaktan başka bir işi olmadığı için rahat rahat çıkıp çıkıp girdim içeri. Benim hep acelem olduğu için; dışarı çıkmak istediğimde hemen çıkmam, içeri girmek istediğimde hemen girmem lazım. İçimde hep bir acele var, neden ben de bilmiyorum, her işim acele.

Eskiden sarıyla; cafelere gidip insanlarla oturuyorduk, insanlar bir şeyler içiyordu, ben de su içiyordum, etrafta başka bir sürü insanlar daha oluyordu, onlar da beni seviyorlardı, ben de başka insanların oturduğu masaları geze geze kendimi sevdiriyordum, sonra eve geliyorduk. Ne zamandır gitmiyoruz nedense. Çok seviyorum ben oralara gitmeyi, bir de arabaya binmeyi seviyorum ama yürümeyi sevmiyorum, sarı çok yürüyor, bir keresinde beni yürüte yürüte kusturmuştu, yorgunluktan kusunca anladı beni, yoksa daha gidecekti. Keşke yine cafelere gitsek.

Artık akşam oldu, annem gürültülü kapıyı kapattı. Gürültülü kapı kapanınca artık bahçeye çıkılmıyor, ben de uyurum artık çok yoruldum çünkü, bir sürü şey yaptım bütün gün, yarın sabah erkenden kalkabilmek için sarıdan önce uyumam lazım. Yarın yine çok işim var. İyi geceler.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder