ilişkilerrrrr

BEYAZ ATINI KESİP SUCUK YAPAN PİRENSLE, SAÇLARINI KÖKÜNDEN KESTİREN RAPUNZEL!!!
romantik komedi aldatmacası... eski türk filmlerinden başlayarak bugünkü romantik komedilere kadar hep aynı şeyi izleyip inandık. gerçi sanırım bu aldatmacaya sadece biz kızlar inandık :) ama zaman ve ilişkiler hızla gelip geçtikçe acı gerçeği hepbirlikte öğrendik. romantik komedi büyük yalan. 

ama suç bizde değil gerçekten. en azından inanıyorum ki ben ve tanıdığım tüm kızlar masum hemde çok :) tamam birazcıkta bizde belki ama tabiikiiii çok çok azıcık off tamam herşey karşılıklı :)
fakat olaylar şöyle başladı; daha miniminnacıkken küçücükken tabiri caizse (ki caiz olduğunu düşünüp söylüyorum) sıçan kadarken, beyaz atlı pirenslerle başladı bu aldatmaca. okuduğumuz ve dinlediğimiz masalların çok büyüüük bir çoğunluğu -ve sonsuza kadar mutlu yaşadılar- şeklinde bitti. bizde buna inandık:) inanmayıp naapalım eldeki veriler çok az. daha tuvaletini bile tek başına yapmaya yeni başlamışsın ama pamuk pirensesin neden 7 tane erkek cüceyle yaşadığını merak etmeden, masalın daha önce hiçbir yerinde karşımıza çıkmayan, yani pirensesin hiç tanımadığı sadece atı var diye ve -gerçi biraz göreceli ama- sanırım yakışıklı diye; aşık olduğu pirensle sonsuza kadar mutlu yaşadığını öğreniyosun. henüz onu sorgulayamadan türkan şoray, filiz akın, hülya koçyiğit ve gülşen bubikoğluyla tanışıyosun. sonra az daha büyüyüp jennifer aniston, meg ryan, sandra bullock, julia roberts büyüsüne kapılıyosun. inanmak zorundasın, inanıyosun.
ama tabii bu masal, türk filmi ve yabancı romantik komedi gelişmelerini yaşarken aynı zamanda kendi hayatında da ilerlemeye, büyümeye ve ilişkileri bir bir geride bırakmaya devam ediyosun. taaa ki o duvara çarpana kadar. gerçeklik duvarı. çünkü bu aptallaştırılma seansları sırasında film ve masallara inanırken aynı zamanda gerçeklik olgun yavaş yavaş elinden alınıyo. ve gerçekleri görebilmek için (yine filmlerdeki gibi:)) sert bir darbeye ihtiyacın oluyo. ama bu bahsettiğim şey aşk acısı deil, başka bir şey. çünkü aşk acısı yine filmler dahilinde bir durum olduğu içün yanılsamayı farketmek zor. tabii benden daha önce farkeden yada bu yalanlara inanmayanları konu dışı tutuyorum. varsa yani. varmıdır ki. ay vallaha çok merak ettim varsa noolur söylesin:) şuan inanmayanların olup olmadığını düşünmekten yazamaz hale geldim gibiydikiii hemen attım tekrar yazıcam yazmalıyım-konu dağıldı-. topla gel, topla gel:) geri döndüm:)))
 bir gün bir bakmışsın ki o beyaz atlı salak atını kesip kaçak sucuk yapmış, onuda mangalda pişirip arkadaşlarına sucuk ekmek hazırlıyo, beyaz atletiyle:) işte bu tam olarak duvara çarpma etkisi. o anda görmekte olduğun rüyadan yavaaaşşş yavaaaaaaşş uyanırsın, görüntü bulanıklaşır, sesler uzaklaşır ve bir bakarsın ki hayat çok farklı. senin o bütün cesaretini toplayıp sevdiğini söylediğin salak, kolunun altında başka bir kızla mangal partisinde:) 
sonra büyüüük bir aydınlanma yaşıyosun. erkeklere tavsiyem, aydınlanmamış kız bulursanız kaçırmayın. ama romantik film saçmalığından kurtulmuşsa kaçııın:)
ve başında da söylediğim gibi sonra herşey karşılıklı hale geliyor. 
- çok aşıksınız, karşılıklı, çok mutlusunuz, mükemmel anlaşıyorsunuz çok güzel bir ilişkiniz var..."terkedildin" sebebini algılayamıyorsun. bişeyler anlatıyo sana ama çok saçma geliyo. halbuse nekadarda mutluydunuz.
sonra, yeniden;
- çok aşıksınız, karşılıklı, çok mutlusunuz, mükemmel anlaşıyorsunuz çok güzel bir ilişkiniz var... ama birşeyler tersmi gidiyor sanki, daha önce sevdiğin bazı davranışları birazcık rahatsız ediyo gibimi. yok canııım saçmalama ne kadarda aşıksın işte, kafanı karıştırma. yok yok olmuyo gibi, sanki o da farkında, bitti galiba yaa, konuşup ayrılalım. konuşuyosun, aman tanrım o da ne hiç bişeyin farkında değil hala çok aşık, anlatmaya çalışıyosun anlamıyo, ama sonuç değişmiyo. sana göre konuşup ayrıldınız, ona göre; terkedildi!!! sebebini algılayamıyo. sen bişeyler anlatıyosun ama ona saçma geliyo. halbuse nekadarda mutluydunuz:))
aşk karmaşaları, eğer taraflardan biri yalan, aldatma gibi etkenlenler katmazsa aşağı yukarı böyle oluyo. bi taraf olmadığını farkedip gidiyo. yannız yeri gelmişken söylemeden geçemicem, bir sevgilim benden "ben senden ayrılmazsam sonra zaten sen beni bırakırsın!!!" diyip ayrılmıştı:) ozaman ne biçim ağlamıştım ama şimdi anladım, adam haklı beyleeer.
sonra bide amaaaan canım aşık olmasam nolcak ki, hoşlanayım, biraz beğeneyim öylede olur diyosun. aman deme o çok boktan. ruh sıkıcı, cinnet geçirtici. valla ben aşk cinayeti işlemem ama az hoşlanma cinayeti işlerim sanırsam. en kötüsü hoşlanma ilişkisi. allah muhafaza adama sebepsiz cinayet işletir. hele benim gibi sinirli insansan, önce döver döver sonra yetinmez öldürürsün. hemde dediğim gibi SEBEPSİZ. sebepli aslında ama sebebini sadece beni tanıyanlar anlar ve bana hak verir-burdaki hak verme haklı olduğum için değil, neden yaptığımı anladıkları için-
sonra biraz zaman geçiyo. bütün o aydınlanmalar, kıça yenen tepikler, veya arkaya bakmadan koşarak kaçmalar etkisini kaybediyo. ama öyle kendiliğinden değil. olayın bu kısmında devreye o mükemmel insanlar giriyo. ellerinde herdaim yarabandıyla bekleyen, zaman, mekan, sebep gözetmeyen, fiziksel olarak olmasada manevi olarak geniş omuzlu:) sen onların omzuna kafanı koyarsın, defalarca kere aynı şeyleri anlatırsın, bazen ağlarsın. o sana yarabandıyla gelir, bazen bir fincan kafve, çoğunlukla bira-tekila, seni dinler, hak verir, yada haksızlığını anlatır, cesaret verir, sonrada mucizevi bir şekilde hafızanı yavaş yavaş siler, DOST. dost sadece acı söylemez bütün acıları da dinler, anlar ve sonunda mutlaka unutturur. iyki vardırlar, hep vardırlar...
hatta benim dostlarım sadece ilişki sonrası değil, başlangıcı içinde iyki varlar:) çünkü bana kalsa, ben hala sevdiğimi ilkokul seviyesinde gösterebilen bi insan olduğum içün asla yeni bi ilişkiye başlayamam:) duyduğu ilgiyi görmezden gelerek gösteren, beğendiği insana "ceketin çok yakışmış" yerine "terlemiyonmu sen o ceketle" diyen garip bi insan şekliyim:) sağ olsun dostlarım, yardımcı olup yol gösterir.
tekrar ilişkiler konusuna dönersek, bütün acılar geçer, mutsuzluklar unutulur. sonra herşey sil baştan.... 
not: sil baştan diyince, eternal sunshine of the spotless mind geldi. öylesine ama sadece geldi. önce yazmak istemedim ama içimde kalmasın. yinede, romantik komedi iyidir yaaa :)) gerçek değil. ama iyi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder