bezdim vallaha bezdim

allaaahh kahretsin. gerçekten bak.kış daha gelmedi bile ama bende kayısı büyüklüğünde bademcikler peydah oldu. diyorumya aslında bademden büyükler. 1şeyin küçüklük yada sevimliliğini anlatmak için kullanılan "cik" eki bademciklerde form değiştiriyor.
çocukluğumdan beri başıma bela bu allahın belası piçler, dilim varmıyo kendilerine bademcik demeye, badem bile değiller... ondan sonra neymiş efendim yaz sıcakları bunaltıyomuşta, kış ne güzelmişte laaağğğğğnnnnn. dedim ya kış daha henüz gelmedi bile gelemiyesice, yolda işallah başına 1şeyler gelesice piisssssssss. alsancakta içiyo olmam gereken şu saatte beni yatağa bağlayan kış habercisi sonbahar denen neidüü belirsiz, sıcakmı soğukmu mevsim. nasıl romantik bulur insanlar bu dengesiz hava koşulunu hiç anlamıyorum. gerçi ben birçok romantik bulunan şeye anlam veremiyorum ya neyse o çok başka bir konu. 
sabah evden çıkarken mutttlaka ceket giymen gerekiyo kiii donmayasın soğuktan, ve fekat metro çalışanları henüz bu soğuktan etkilenmemiş olacaklarki klimalar hala 18 derecede, ceketle bile donuyorum, indiğimde burnum buz kesmiş oluyor, neyse efendim sonra bu sabah serinliğini atlatıp mutlaka kısa kollu 1şeyler giymek gerekiyo çünkü öğle sıcağı halaaaa sıcak, sonra akşamüstü; ceket giysen terleten-tişörtle kalsan üşüten o kaç dereceye tekabül ettiğini bilemediğim beni benden alan hava. bittimi tabiiiki hayır akşam yine soğuk giy ceketi. bu durumda alta giymeye karar verilmesi gereken; şort, pantolon, etek, tayt ihtimallerine girmiyorum bile hangisini giysen günün belli bölümünde ya üşücen ya terlicen. şimdi romantikmi bu allasen. elini vicdanına koy ve lütfen aklından o sarı yaprakların döküldüğü ağaçlı yol tablosunu sil. sonbahar o değil çünkü. ve benim yaşadığım sonbaharın bırak romantikliği sempatiklikle bile alakası yok.
sonuç; hastayım, mutsuzum, üşüyorum ve/veya terliyorum, metroda klima çalışmasın bari yaa. yaaaa 1de çok çok ileri derecede aşırı sinirliyim hoofffffff